Trafik kazalarından kaynaklanan bir diğer tazminat konusu da kazanç kayıpları ve ikame araç tazminatlarıdır.

Ticari araç sahipleri onarım süresi boyunca  hasar gören aracın işletilememesi nedeniyle ortaya çıkan maddi zararı kazada kusurlu olan taraftan kusuru oranında tazmin edebilir.

Hususi araç sahipleri  ise onarım süresi boyunca kullanamadıkları araçları için sigorta eksperlerinden alınan ikame araç bedeli tespit raporuyla; rent a car firmalarından araç kiralamışlarsa kiralama faturası ile kusurlu taraftan kazadaki kusuru oranında zararını tazmin edebilir.

ARAÇ MAHRUMİYET TAZMİNATINDAN KİMLER SORUMLUDUR?

Öncelikle, bu kazada kusuru bulunan araç sahibi ve sürücüsünün bu zarardan birlikte sorumlu olduğunu belirtelim. Borçlar Hukuku’na göre, bir şey hasar gördüğü zaman, onun kullanılamamasından doğacak olan zarar, bu zarardan sorumlu kişiden talep edilebilir. Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm olmadığı takdirde, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Bu nedenle, araç mahrumiyeti sebebiyle olduğu iddia edilen zarara dair deliller ibraz edilmeli, zarar gördüğünü iddia eden tarafın ne iş yaptığı, aracını ne maksatla kullandığı, evi le işi arasında kat ettiği mesafe belirlenmeli, araç kullanılırken yapılması gereken zorunlu giderler de belirlenecek olan zarardan indirilmelidir. Aracın ne kadar süre içerisinde tamir edileceğine dair, Bilirkişi raporu da düzenlenmesi gerekmektedir. Eğer, araç mahrumiyetine dair delil sunulamıyorsa, bu durumda Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi 2. fıkrasına göre, hakkaniyete uygun bir bedel tayin ve takdir edilmesi gerekmektedir. (T.C. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2015/17333 K. 2016/3648 T. 23.3.2016)

ARAÇ MAHRUMİYET TAZMİNATLARINDA ZAMANAŞIMI

Kazanç kaybı ve ikame araç tazminatlarında zamanaşımı süresi iki yıldır. Kaza  tarihinden itibaren 2 yıl içinde tazminat talebinde bulunabilirsiniz.

 

ARAÇ MAHRUMİYETi ZARARI NASIL HESAPLANIR?

Araç mahrumiyetine dair zararın hesaplanmasında için dikkat edilmesi gereken kriterlerin neler olduğunun tespiti için de, Yargıtay kararlarına bakmaK gerekir. Bir davada, davacı taraf trafik kazası sonucunda aracının onarımının ekonomik olmadığı için pert olarak kabulü olmuş ve araç sahibi araçsız kalınca, araç kiralamak zorunda kaldığını belirterek araç mahrumiyeti zararının tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Ancak davacı taraf, araç kiralandığına dair belge sunamadığı için, ilk derece mahkemesi davayı red etmiştir ve davacı taraf temyiz edince, konu Yargıtay’a taşınmış ve Yargıtay da, kasko sigortacısı tarafından yapılan ödeme ve tarihleri de değerlendirilmek suretiyle yeni bir araç alıncaya kadar geçecek makul süre için araç mahrumiyeti zararı belirlenerek hükmetmesi gerektiğini belirterek, hükmü bozmuştur. (T.C. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2014/13531 K. 2016/11340 T. 8.12.2016)

Bir başka dosyada, araç yine pert olmuş, bu nedenle araç sahibi araçsız kalmış ve araç mahrumiyeti bedelini talep etmiş, ilk derece mahkemesinde yapılan bilirkişi incelemesinde, 15 günlük onarım süresi dikkate alınarak, araç mahrumiyet zararı bu hesaba göre yapılmıştır. Ancak Yargıtay bunu hatalı bulmuş ve davacının emsal nitelikte yeni bir araç alması için gereken süre oranında araç mahrumiyeti zararı tespit edilmesi gerektiğini belirterek hükmü bozmuştur. Zira Yargıtay’a göre, aracın pert sayılması durumunda, davacının onarımı ekonomik olmayan aracı yerine, emsal nitelikte yeni bir araç alması için geçecek makul süre belirlenip, bu süreye tekabül eden araç kiralama bedelinden, bu süre içinde davacının yapması gerekli zorunlu giderler (yakıt masrafı v.s.) tenzil edilerek hesap yapılması gerekmektedir. (T.C. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2016/4790 K. 2016/7260 T. 13.6.2016 – T.C. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2016/2020 K. 2016/5739 T. 10.5.2016)

Bir başka kararda, ticari kamyonet sahip olan davacının ticari faaliyeti esnasında kullandığı araç, pert işlem görmüş ve ilk derece mahkemesinde yapılan bilirkişi raporunda, kaza tarihi ile yeni araç satın alma tarihi arasında geçen 48 günlük süreye tekabül eden araç mahrumiyet zararı hesabı yapılmıştır. Ancak Yargıtay bu hesabı yanlış bulmuştur, zira raporda kazanın oluş tarihi ile aracın satın alınması arasındaki sürenin makul olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir. Sonuçta, davacı aracının pert kabulünün zorunluluğu karşısında, davacının emsal nitelikte yeni bir araç alması için gereken süre oranında araç mahrumiyeti zararı tespit edilmesi gerektiği belirtilmiş ve davacının kazada ağır hasarlanan ve onarımı ekonomik olmayan aracı yerine, emsal nitelikte yeni bir araç alması için geçecek makul bir süre belirlenip, sonuca göre bu süreye tekabül eden kazanç kaybı bedelinin hesap edilmesi için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması ve davacının araç mahrumiyeti zararına hükmedilmesi gerekirken, eksik bilirkişi raporuyla saptanan 48 gün için kazanç kaybına hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. (T.C. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2016/1134 K. 2016/6228 T. 23.5.2016)

Yargıtay’ın bu konudaki başka bir kararında, davaya konu kaza sonucunda araçtaki hasarın giderilmesi için gereken onarım süresi içinde emsal nitelikteki bir aracın, araç mahrumiyeti bedelinin tespiti hususunda rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Tabi bu yapılırken, kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs gibi zorunlu giderlerin de indirilmesi gerekmektedir. (T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2014/15596 K. 2017/156 T. 17.1.2017)