Yabancı mahkeme kararlarının verildiği ülke dışında kabul edilmesi, hüküm ve sonuç doğurması kararın tanınması ve tenfizi ile mümkündür.  Tanıma ve tenfizin birbirinden farkı; tenfiz kararı ile hükmün aynı zamanda icra edilebilir olması, icra faaliyetlerinde bulunulabilmesi olarak açıklanabilir. Tanıma'da mahkeme kararı sadece kesin hüküm ve kesin delil olarak kabul edilirken tenfiz'de aynı zamanda kararın icrai işlemleri de yapılabilmekt, hüküm ve sonuç doğurmaktadır.

Tanıma ve tenfize ilişkin düzenlemeler her devletin iç hukuk kuralları ile düzenlenmekte olup, hukukumuzda da Milletler Arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkındaki kanun ile  (MÖHUK) tanıma ve tenfize ilişkin geçerlilik şartları belirtilmiştir.

Tanıma ve Tenfiz Kararı Verilmesinin Şartları Nelerdir?

Yabancı mahkeme ilamlarının tanınması veya tenfiz edilmesi için 5718 sayılı Milletler arası Özel hukuk ve Usule İlişkin Kanun'da yer alan şartlar şu şekildedir : 

-   Yabancı Mahkemece Verilen Kararın O Ülkede Kesinleşmiş Olması ve Karar Üzerinde Bunun Şerh Edilmesi : Bu kapsamda yabancı bir devletin sadece nüfus kayıtlarındaki bir evrakın tanınması veya tenfiz edilmesi mümkün değildir. Yine benzer şekilde henüz kesinleşmemiş bir ilamın da tanınması veya tenfiz edilmesi mümkün değildir. Yabancı Ülke Mahkemesince Verilen Karara Yönelik Apostille Şerhinin Alınması mahkeme kararırının kesinleşmiş olduğunu göstermesi açısından yeterlidir.

- Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gerekir: Yargıtay içtihatlarına göre yabancı mahkemede her iki tarafın da aynı avukat tarafından temsil edilmesi, taraflardan birinin gıyabında boşanma kararı verilmesi, tarafların vazgeçemeyeceği haklardan vazgeçmesi sonrasında hüküm kurulması kamu düzenine açıkça aykırıdır. Ancak kararın gerekçesiz olması, velayetin veya şahsi ilişkinin düzenlenmemiş olması, Türk vatandaşı olan taraflara Türk hukukunun uygulanmaması veya Türk hukukunun yanlış uygulanması kamu düzenine açık aykırılık olarak değerlendirilmemektedir.

Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması gerekir.

Tanıma ve Tenfiz Davasında Yargılama Nasıl Yapılır?

Tanıma ve tenfiz davaları, usulüne uygun olarak açılacak dava sonrasında evraklar üzerinden ilerleyen, usule ilişkin incelemelerin ön planda tutulduğu bir çeşit tespit davasıdır. Bu davalarda hakim, yabancı mahkeme tarafından verilmiş boşanma kararının esası hakkında bir değerlendirme ve bu konular üzerinden yeni bir yargılama yapmamaktadır. Bu davalarda sadece yabancı mahkeme ilamında yukarıda belirttiğimiz şartların olup olmadığı denetlenmektedir.

Bu davalarda dava dilekçesi ile birlikte tensip zaptı ve duruşma gününün karşı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekir. Bu sebeple tanıma ve tenfiz davalarının hasımsız olarak açılması mümkün değildir.

Tanıma ve tenfiz davaları, basit yargılama usulüne tabi olduğu için adli tatilde dahi bu davaların görülmesi mümkündür. Ancak bu davalarda taraflar duruşmaya katılmadan ve dosya üzerinden karar verilmesi mümkün değildir. Tanıma ve tenfiz davası için, eşlerden birinin Türkiye’deki aile mahkemelerine başvurması yeterlidir. Ancak davanın hızlı şekilde sonuçlanabilmesi için her iki tarafın başvurmasında fayda vardır.  Tanıma ve tenfiz davalarına tarafların bizzat katılması gerekmemektedir. Vekalet verilen avukatın katılması yeterlidir. 

Yetkili Mahkeme Neresidir?

Tanıma ve tenfiz talebinde bulunan kişinin Türkiye deki yerleşim yeri ve sakini olduğu yerdir.Türkiyede yerleşim yeri ve sakini olduğu yer bulunmaması halinde Ankara,İstanbul ve İzmir mahkemelerinde dava açılacaktır.

Kanunda açıkça belirtildiği üzere tenfizine karar verilen ilamlar Türk Mahkemelerinde verilmiş gibi icra edilirler.

Tanıma ve Tenfiz Davası İçin Gereken Belgeler Nelerdir?

Özellikle  yurt dışında verilen boşanma kararları için  tanıma ve tenfiz davası açılmaktadır. Bu davayı açmak için gereken evraklar şunlardır.

  • Yabancı Mahkeme boşanma kararı aslı
  • Kararın Kesinleşme şerhi (Rechtskraftsvermerk)
  • Apostille şerhi (bu şerh Almanya’da Landgericht’den alınmaktadır, diğer ülkelerde farklılık göstermektedir.
  • Karar + Kesinleşme Şerhi + Apostille bunların tamamı Yurtdışında Konsolosluk tasdikli yeminli tercümesi veya Türkiye’de Noter tasdikli yeminli tercümesi

Apostille Şerhi Nedir?

Apostil şerhi yabancı bir devlet makamı tarafından verilen bir belgenin bir başka ülkede herhangi bir tasdik işlemine tabi tutulmaksızın kabul edilmesine yarayan, yabancı devletin yetkili makamları tarafından bu yönde yapılan işlemlerin bütününü ifade etmektedir. Apostil şerhinin alınacağı makam söz konusu belgenin temin edildiği ülkenin yasalarına tabidir. Örnek olarak; Boşanma için Türkiye’ de açılacak tanıma davasında, Yabancı Mahkemeden alınan karar metni ile kararın kesinleştiğine dair yazılan kesinleşme metnin apostilli olarak Türkiye’ de yeminli tercüman aracılığında çevirtilmesi ve noterde onaylatılması gerekmektedir. Bu belgeler Türkiye de noterden onaylandıktan sonra Mahkeme huzurunda dikkate alınmaktadır.

Yukarıda yazan bu belgelerle davanızı açabilirsiniz. Ancak davalı yurtdışındaysa yurtdışı tebligat yapılması gerekmektedir. Bu sebeple her tebligat için Mal Müdürlüğü’ne yurtdışı tebligat harcı yatırılmalıdır. Ayrıca Tebligat Kanunu 25. maddesine göre yapılan tebligatlarda 184 Form düzenlenmesi ve Türkiye’deki Mahkemenin bütün evraklarının tercüme edilmesi gerekmektedir. Yurtdışı tebligatlar ve evrakların karışıklığı nedeniyle tanıma davaları çok sefer yıllarca sürmekte ve bir çok seferde bu davadan sonuç alınamamaktadır. Bu sebeple tanıma davasının bu konuda tecrübeli bir avukatla takip edilmesi önemlidir.