Bilindiği üzere ülkemizde eğitim-öğretim faaliyeti, mezkûr kanunlar çerçevesinde devletin bizatihi yürüttüğü veya denetimi ve gözetimi altında yürütülen bir kamu hizmeti olarak tezahür etmektedir. Öğrencilerin okulda birbirine zarar vermesi olgusu ise, eğitim-öğretim faaliyetinin yürütülmesi esnasında gerçekleşmekte olup, idarenin bu noktada gerçekleşen zarardan sorumlu tutulması gerektiği konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Konuya ilişkin olarak somut olayın niteliğine göre Danıştay’ın kimi kararlarında idare, hizmet kusuru gereği sorumlu tutulmuş ve fakat kimi kararlarında ise, kusursuz sorumluluk esaslarına tâbi tutulmuştur. Bu bakımdan her somut olayın ayrı değerlendirilmesi esasından hareket edildiği açıkça anlaşılmaktadır.  Kural olarak idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlüdür. Ancak sözü edilen kuralın istisnası olarak, idarenin faaliyet alanıyla ilgili önlem almakla yükümlü olduğu halde önleyemediği birtakım zararları nedensellik bağı aramadan tazmin etmesi gerekmektedir.  Kusursuz sorumluluk ilkesini daha iyi anlayabilmek için ülkelerin anayasalarına bakmak yeterli olacaktır. Bu kavramı ele alacak olursak anayasamızın 125. maddesinin yedinci fıkrasındaki ‘’idare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.’’ hükmü idarenin kusursuz sorumluluk alanındaki anayasal çerçevesini göstermektedir.Bu madde ile Anayasa, hangi durumlarda yönetimin kusuruna dayanan, hangi durumlarda kusursuz sorumluluğa gidileceğini yasama gücünün takdirine bırakmıştır. Yasama organının bu konuda bıraktığı boşluk yönetsel yargı yerlerinin içtihatları ile doldurulmaktadır. Danıştay, yönetimin sorumluluğunun kusura mı, yoksa kusursuz sorumluluğa mı dayanacağını önüne gelen olayların niteliğine göre takdir etmektedir.

 Görülüyor ki, idarenin sorumluluğunun belirlenmesinde, somut olayın özelliği önem arz etmekte olup, bu duruma göre sorumluluk esası değişkenlik gösterebilmektedir. Yine, idarenin kamu hizmetinin sunumunda kusuru bulunmasa dahi, okulda meydana gelebilecek zararlardan dolayı, fiile ilişkin olarak öğretmen veya öğrenciden südur etme şeklinde bir ayrıma gidilmeksizin idarenin sorumlu tutulması hukukun genel ilkeleri ile nesafet kuralları kapsamında değerlendirilen bir hususiyettir. 

Özetlemek gerekirse öğrencilerin  okul sınırları içinde yaralanmaları, düşmeleri gibi vakalarda okul idaresinin dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığının sorumluluğu doğabilecek olup uğranılan zarar dolayısıyla öğrenci ve velisi maddi manevi tazminat talebinde bulunabilecektir.  Konu ile ilgili görüşmek ve daha fazla bilgi almak için hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz. 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı.

Yorum Yaz


En fazla 500 karakter. 500 karakter kaldı.