7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 15 Nisan 2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve bu kanunla bir takım değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerden bazılarını açıklayacağız: 

 

A- 5275 SAYILI CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN'DA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER 

 

 a - Koşullu Salıverme Sürelerine İlişkin Değişiklikler

 

Koşullu Salıverme (Şartlı Tahliye ), hükümlünün hapis cezasının bir bölümünü iyi halli olarak cezaevinde geçirdikten sonra cezasının kalan kısmının, cezaevi dışında denetim altında olmak suretiyle infaz edilmesini sağlayan bir infaz hukuku kurumudur. ( 5275 md.107 ) Maddenin önceki halinde koşullu salıverilme oranı, bazı suçlar ve belli cezalar hariç olmak üzere 2/3 olarak belirlenmişti. Yani hükümlü, almış olduğu cezanın 2/3’nü iyi halli olarak cezaevinde geçirdikten sonra, koşullu salıverilme hakkını elde etmekteydi. 14 Nisan 2020 tarihinde kabul edilen değişiklik ile bu süre 1/2'ye düşürülmüştür. Yani yeni düzenlemeyle hükümlü, hakkında tayin edilen hapis cezasının yarısını cezaevinde iyi halli geçirdikten sonra koşullu salıverme hakkını elde edecektir. 

 

İnfaz rejiminde yapılan kanun değişiklikleri kural olarak “derhal uygulama ilkesine” tabidir. Başka bir değişle bu alanda yapılan değişiklikler geçmişe yürümez. Bu kuralın istisnaları ise Türk Ceza Kanununun 7. maddesinin 3. fıkrasında yer almaktadır. İşbu fıkra aynen şu şekildedir; “…Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır…”. Aynı kanun maddesinin 2. fıkrasında da “lehe kanun” düzenlemesi mevcuttur. Bu madde fıkrasında da aynen; “…Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan Kanun uygulanır ve infaz olunur…”   şeklinde düzenleme yapılmıştır. Böylece yukarıda bahsedilen Koşullu Salıverme ile ilgili ½’lik oran değişikliği geriye dönük olarak tatbik edilebilecektir.

 

Bununla birlikte yukarıda bahsedildiği gibi 1/2’lik oranın uygulanmayacağı, başka bir değişle hariç tutulan bazı suçlar ve belli ceza miktarları şu şekildedir

 

“ Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar yirmi dört yılını, diğer süreli hapis cezalarına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının "yarısını" infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler. Ancak, Türk Ceza Kanununun;

 

  1. Kasten öldürme suçlarından (TCK madde 81, 82 ve 83) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,
  2. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan (TCK madde 87, fıkra iki, bent d) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,
  3. İşkence suçundan (TCK madde 94 ve 95) ve eziyet suçundan (madde 96) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,
  4. Cinsel saldırı (TCK madde 102, ikinci fıkra hariç), reşit olmayanla cinsel ilişki (TCK madde 104, ikinci ve üçüncü fıkra hariç) ve cinsel taciz (TCK madde 105) suçlarından süreli hapis cezasına mahkûm olanlar, 
  5. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan (TCK madde 102, 103, 104 ve 105) hapis cezasına mahkûm olan çocuklar,
  6. Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlardan (TCK madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,
  7. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan (TCK madde 188) hapis cezasına mahkûm olan çocuklar,
  8. Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından (TCK madde 326 ilâ 339) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,

 

cezalarının “üçte ikisini” infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler. Ayrıca, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olan çocuklar ile 1/1/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olanlar hakkında koşullu salıverilme oranı “üçte iki” olarak uygulanacaktır.

 

Koşullu salıverilme için infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre;

 

  1. Birden fazla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile müebbet hapis cezasına mahkûmiyet halinde otuzaltı,
  2. Birden fazla müebbet hapis cezasına mahkûmiyet halinde otuz,
  3. Bir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile süreli hapis cezasına mahkûmiyet halinde en fazla otuzaltı,
  4. Bir müebbet hapis cezası ile süreli hapis cezasına mahkûmiyet halinde en fazla otuz,
  5. Birden fazla süreli hapis cezasına mahkûmiyet halinde en fazla yirmisekiz, yıldır.

 

Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı mahkûmiyet halinde; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuzaltı yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, süreli hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının "üçte ikisini" infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler.”

 

Ayrıca Kanunun 108/9. maddesinde yapılan değişiklikle de: 

 

  1. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 102’nci maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan cinsel saldırı suçundan, 
  2. 103 üncü maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçundan, 
  3. 104 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan,
  4. 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan dolayı hapis cezasına mahkûm olanlar hakkında süreli hapis cezaları bakımından koşullu salıverilme oranı 3/4 olarak belirlenmiştir.

 

b- Denetimli Serbestlik Uygulanmasına İlişkin Değişiklikler

 

5275 sayılı İnfaz Kanununun 105/a maddesinde yapılan düzenleme sonrası madde metni şu şekilde oluşturulmuştur; “Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla, açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitim evinde bulunan ve koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi halli hükümlülerin talebi halindecezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, hükmün infazına ilişkin işlemleri yapan Cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.’’ Bu düzenleme 30.03.2020 tarihinde sonra işlenen suçlar için geçerlidir. Bu tarihten önceki suçlarla ilgili açıklamalarımız aşağıda ayrıca aktarılacaktır. 

 

İşbu 30.03.2020 tarihinden sonra işlenen suçlar için yapılan düzenlemeye göre hükümlüler; koşullu salıverilmelerine 1 yıl ya da daha az süre kala, haklarında iyi halli olduklarına ilişkin cezaevi tarafından rapor düzenlenip onaylandığı takdirde denetimli serbestlik tedbiri kapsamında tahliye edilebileceklerdir. Maddenin önceki halinde de bahse konu süre 1 yıl idi. Ancak eski düzenlemede 6 ay cezaevinde kalma şartı ve “Temmuz 2016” tarihinden önce ve sonra işlenen suçlar açısından başkaca ayrımlar bulunmaktaydı. Yeni düzenlemede bu ayrımlar kaldırılarak tek bir süre oluşturulmuştur.  Örnek olarak, yukarıdaki ayrık durumlar hariç olmak üzere; 4 yıl hapis cezası almış olan bir kişinin, cezaevine girdiği ilk gün itibariyle Koşullu Salıverilmesine 2 yıl kalacak, başka bir değişle hükümlünün 2 yıl cezaevinde kalması gerekecektir. Ancak hükümlü cezaevinde 1 yıl kaldıktan sonra koşullu salıverilmesine de 1 yıl kalacaktır. İşte bu tarihte hükümlünün iyi halli olduğuna dair cezaevi tarafından rapor düzenlenip onaylanırsa denetimli serbestlik kapsamında hükümlü tahliye edilir. Tahliyeden sonraki 1’inci yıl denetimli serbestlik, geriye kalan 2 yıl ise Koşullu Salıverme adı altında infaz olunur. Buradan yola çıkılınca 2 yıl hapis cezası almış olan bir hükümlü, cezaevine girdikten birkaç gün sonra iyi halli olduğunun tespiti akabinde tahliye edilecektir. Denetimli serbestlik kararıyla tahliye olan hükümlünün, kamuya yararlı bir işte çalışmasına, eğitim programlarına veya sosyal programlara katılmasına, elektronik kelepçe takılmasına, karakolda imza atma yükümlülüğü altına alınmasına karar verilebilir.

 

7242 sayılı kanun ile yapılan en önemli değişiklikle; ayrık durumlar hariç 30.03.2020 tarihinden önce işlenmiş suçlarda, Denetimli Serbestlik süresi 1 yıl değil 3 yıl olarak uygulanacaktır. 

 

  • 30.03.2020 Tarihinden Önce İşlenen Suçların Cezalarının İnfazı

 

Yukarıda da değinildiği üzere, diğer şartların sağlanması durumunda, hükümlünün koşullu salıverilmesine 1 yıl kala hakkında Denetimli Serbestlik Hükümleri uygulanmasına karar verilebilir. Yapılan yeni düzenlemeyle; bu 1 yıllık süre 30.03.2020 tarihinden önce işlenen suçlar bakımından 3 yıla çıkartılmıştır. Bir defaya mahsus olarak yapılan bu düzenlemeyle, cezaevlerinin büyük ölçüde boşaltılması hedeflenmektedir. Düzenleme sonucunda ayrık kalan suçlar haricinde 6 yıl ve daha az hapis cezası almış hükümlülere tahliye yolu açılmıştır. Örnek olarak 30.03.2020 tarihinden önce işlemiş olduğu bir suçtan dolayı 6 yıl hapis cezası alan bir hükümlü, ilk 3 yılını denetimli serbestlikle, geriye kalan 3. yılını ise Koşullu Salıverme ile cezaevi dışında tamamlayacaktır. Suç fiilinin 30.03.2020 tarihinden önce gerçekleşmiş olması yeterlidir. Mahkeme kararının bu tarihten sonra verilmesinin bir etkisi yoktur.  

 

7242 sayılı Kanun kapsamında yapılan değişiklikler ile 1/2 oranındaki Koşullu Salıverilme ve 3 yıllık Denetimli Serbestlikten bir takım suçları işlemiş olan hükümlüler yararlanamayacaktır. 5275 sayılı kanunun Geçici 6. Maddesine göre bu suçlar: 

 

  • 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), 
  • Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları,
  • Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu, (madde 87, fıkra iki, bent d),
  • İşkence suçu (madde 94 ve 95), 
  • Eziyet suçu (madde 96),
  • Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), 
  • Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138), 
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (madde 188) 
  • İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ( Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar, Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar, Milli Savunmaya Karşı Suçlar, Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk )
  • 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardır.

 

Yine 5275 sayılı kanunda yapılan yeni düzenlemeyle çocuk hükümlüler için de infaz rejiminde bir takım yeni düzenlemeler ve iyileştirilmeler yapılmıştır. Bu bağlamda Geçici 6. Maddeye “30/3/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından, tabi olduğu infaz rejimine göre belirlenen koşullu salıverilme süresinin hesaplanmasında, hükümlünün on beş yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği bir gün, üç gün; on sekiz yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği bir gün, iki gün olarak dikkate alınır.” hükmü eklenmiştir. Yine bir örnekle açıklayacak olursak, 1 yılını ceza infaz kurumunda geçirmiş olan 15 yaşını doldurmamış bir hükümlü 3 yılını, 18 yaşını doldurmamış olan bir hükümlü de 2 yılını ceza infaz kurumunda geçirmiş kabul edilecektir.

 

Aynı kanunla yapılan bir başka düzenlemede ise; “Türk Ceza Kanununun kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar hariç olmak üzere Sıfır-altı yaş grubu çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile yetmiş yaşını bitirmiş hükümlüler” hakkında denetimli serbestlik süresi daha önce 2 yıl iken yeni düzenlemeyle 4 yıl olarak belirlenmiştir. Yine maruz kaldıkları ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını cezaevinde yalnız idame ettiremeyen 65 yaşını bitirmiş hükümlülerin cezası, Adalet Bakanlığı’nın belirleyeceği Devlet Hastanesi’nden alınacak sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmek koşuluyla, denetimli serbestlik tedbiri altında infaz edilebilecektir.

 

  • Covid – 19 Salgını Kapsamında yapılmış Denetimli Serbestlik Hükümleri

 

14.04.2020 tarihli düzenlemeyle, 5275 sayılı kanuna eklenen geçici 9. Madde doğrultusunda Covid-19 salgınına ilişkin bir takım tedbirler ön görülmüştür. Bu bağlamda kanuna“Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle, açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve 106 ncı madde veya diğer kanunlar uyarınca denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler, 31/5/2020 tarihine kadar izinli sayılır. Salgının devam etmesi halinde bu süre, Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere üç kez uzatılabilir.” hükmü eklenmiştir.

 

Yapılan değişiklik ile; 

 

  • Açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler,
  • Kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, 
  • 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve 
  • 106 ncı madde veya diğer kanunlar uyarınca denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler,

 

31/05/2020 tarihine kadar izinli sayılmıştır. Bu yolla, zaten halihazırda tahliyesi yaklaşmış ve diğer iyi halli olduğuna kanaat getirilmiş hükümlülerin salgına karşı evlerinde kalması ve korunması amaçlanmıştır. Ayrıca salgının devam etmesi halinde bu izin süresinin Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere üç kez uzatılabileceği düzenlenmiştir.

 

Yine aynı maddeye eklenen ve 31.12.2020 tarihinde yürürlükten kalkacak olan 6. fıkrayla; “Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar hariç olmak üzere, toplam hapis cezası on yıldan az olanlar bir ayını, on yıl ve daha fazla olanlar ise üç ayını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmiş olan iyi halli hükümlülerden ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına bir yıl veya daha az süre kalanların, talepleri halinde açık ceza infaz kurumlarına gönderilebileceği” hükmü düzenlenerek, bu izinden daha çok hükümlünün faydalanması amaçlanmıştır. Bu hüküm uyarınca, maddede sayılan ayrık suçlar hariç olmak üzere; toplam hapis cezası on yıldan az olanlardan bir ayını, on yıl ve daha fazla olanlardan üç ayını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmiş olan iyi halli hükümlülerden, açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına bir yıl veya daha az süre kalanlar, bu süreyi beklemeksizin açık ceza infaz kurumuna ayrılacak ve bu izinden yararlanarak tahliye olacaklardır. Ancak bu hüküm, yukarıda değinildiği üzere 31.12.2020 tarihine kadar geçerli olup, bu tarih sonrasında uygulanmayacaktır. 

 

1- Özel İnfaz Usullerine İlişkin Yapılan Değişiklikler

 

7242 Sayılı Kanun ile özel infaz usullerine ilişkin de bir takım önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerle özellikle yaşlıların, çocukların ve kadınların mağduriyetine engel olunması hedeflenirken, bir taraftan da Covid – 19 salgınına karşı daha kolay enfekte olabilecek gruptaki hükümlülerin sağlığını korumak amaçlanmıştır.

 

5275 sayılı kanunun 110. maddesine eklenen hükümle İnfaz hâkimine, toplam beş yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlülerden, maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilenlerin cezasının konutunda çektirilmesine karar verme yetkisi verilmiştir.

 

Yine infaz hâkimi tarafından “Doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçen ve toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan ya da adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlü kadınların cezasının konutunda çektirilmesine” karar verilebilmesine imkân sağlanmıştır. Ancak bu hükme göre talepte bulunulabilmesi için kadının doğurduğu tarihten itibaren “bir yıl altı ay” geçmemiş olması gerekmektedir. Konutta infaza en geç bu süre sonunda başlanabilecektir. Konutta infaza karar verdikten sonra çocuk ölmüş veya annesinden başka birine verilmiş olursa infaz hâkimince konutta infaz uygulamasına ilişkin karar kaldırılacaktır.

 

Yapılan bu düzenlemeyle, kanunda belirtilen şartları taşıyan; maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilenler ile yeni doğum yapmış kadın hükümlülerin cezalarının konutlarında infaz edilmesine olanak sağlanmıştır.

 

Yine bu bağlamda yapılan bir diğer değişiklikle; İnfaz Hâkimliğince; 

  1. Kadın, çocuk veya altmış beş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam bir yıl, (mülga 6 ay) 
  1. Yetmiş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam iki yıl, (mülga bir yıl) 
  1. Yetmiş beş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam dört yıl, (mülga 3 yıl) veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine karar verilebilmesine olanak sağlanmıştır.

 

Değişiklik yapılmadan önce de var olan bu hükmün kapsamış olduğu ceza yıllarının sayısı arttırılarak daha fazla hükümlünün faydalanması amaçlanmıştır. Ancak bahsi geçen bu düzenlemeden; 

  1. Terör suçları ile örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçlarından ya da örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkûm olanlar, 
  1. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar, 
  1. Adlî para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler, 
  1. Koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler faydalanamazlar.

 

Yine Covid-19 tedbirleri kapsamında 5275 sayılı kanunun 17. maddesinde yapılan düzenlemeyle; hükümlünün eş veya çocuklarının sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle bakıma muhtaç olmaları ya da hükümlünün hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi gibi zorunlu ve çok ivedi hâllerde, Cumhuriyet Başsavcılığınca bir yılı geçmeyen sürelerle hapis cezasının infazına ara vermesine imkân sağlanmıştır. Bu bağlamda Cumhuriyet Başsavcılığı’nın geçmişte 6 ay olan infaza ara verme yetkisi 1 yıla çıkartılmış, hükümlünün eş veya çocuklarının bakıma muhtaç olması mazereti de hükme eklenmiştir.  

 

2- Açık Cezaevine Ayrılmaya Yönelik Değişiklikler

 

Açık ceza infaz kurumları, hükümlülerin iyileştirilmelerinde, çalıştırılmaları ve meslek edindirilmelerine öncelik verilen, firara karşı engelleri ve dış güvenlik görevlisi bulunmayan, güvenlik bakımından kurum görevlilerinin gözetim ve denetimi ile yetinilen kurumlardır. (5275 md. 14) Bu bağlamda hükümlülerin cezalarının kapalı ceza infaz kurumlarına nazaran sosyal olarak daha iyi şartlarda infaz edildiği söylenebilir. Bununla birlikte, yine 7242 sayılı kanunla getirilen açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin 31/05/2020 tarihine kadar izinli sayılacağı düzenlemeyle beraber, hükümlülerin yaşam koşulları açısından açık cezaevlerine ayrılmaları daha önemli bir hal almaktadır. Bu düzenlemeden daha fazla hükümlünün faydalanması amaçlanarak, kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna geçişlere ilişkin bir takım değişiklikler yapılmıştır.

 

Bu düzenlemeden önce, bir hükümlünün infazının doğrudan açık cezaevinde çekebilmesi için ilk kez suç işlemiş olması ve iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olması şartı aranmaktaydı. Yeni düzenlemeyle birlikte bu hüküm: 

 

“Aşağıdaki hallerde hükümlüler hakkında verilen cezalar doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir: 

  1. Terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar ile ikinci defa mükerrir olanlar ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hariç olmak üzere, kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olanlar.  
  1. Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanlar. 
  1. Adlî para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler. 
  1. 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanlar.” biçiminde değiştirilerek kapsamı genişletilmiştir.

 

Bununla birlikte; Toplam on yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkûm olanlar ile terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkûm olanların kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına ilişkin idare ve gözlem kurulu kararlarına da infaz hâkiminin onay vermesi şartı getirilmiştir.

 

B- TÜRK CEZA KANUNU'NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER 

 

14.04.2020 tarihli kanun ile Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) suçların miktarına yönelik olarak üç önemli değişiklik yapılmıştır. Bunlar; 

 

1- TCK Md. 86/3’ de bulunan mevcut düzenlemeye göre Kasten Yaralama Suçunun; a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı, b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, e) Silahla işlenmesi halinde şikayet aranmaksızın verilecek ceza “yarı oranında” artırılmaktadır.   Yapılan düzenlemeyle bu madde fıkrasına “Canavarca Hisle Yaralama” şeklinde (f) bendi eklenmiş ve suçun (f) bendine göre işlenmesi halinde verilecek cezanın “bir kat” arttırılacağı düzenlenmiştir. Ayrıca TCK Md. 87/4’de yapılan değişiklikle daha önce 86/3’e giren hallerde kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse “on iki” yıldan “on altı” yıla kadar belirlenen cezanın üst sınırında ki “on altı” yıl “on sekiz” yıl olarak artırılmıştır.

 

2- TCK Md. 220’ de düzenlenen Suç İşlemek İçin Örgüt Kurma suçundaki örgüt kurucusu ve yöneticileri için belirlenen “iki” yıldan “altı” yıla kadar hapis cezası da bu düzenlemeyle; “dört” yıldan “sekiz” yıla çıkartılmıştır. Aynı maddenin ikinci fıkrasındaki örgüte üyeleri için belirlenen “bir” yıldan “üç” yıla kadar hapis cezası da, “iki” yıldan “dört” yıla kadar hapis cezası şeklinde arttırılmıştır.

 

3- TCK Md. 241’de düzenlenen Tefecilik suçunun da cezası iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş yüz günden beş bin güne kadar adli para cezası şeklinde arttırılmış olup, ayrıca maddeye “Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.” hükmü eklenmiştir.

 

C- CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

 

1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Adli Kontrol” hükümlerini içeren 109. maddesinin, daha önce kaldırılan 4. fıkrası yeniden düzenlenmiştir. İşbu madde fıkrası aynen şu şekildedir; “Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tespit edilen şüpheli ile gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadın şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir. Hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarım incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de adlî kontrol kararı verebilir.”

 

2- Yine Adli Kontrol altındayken belirlenen tedbirlere uymamakla ilgili Ceza Muhakemesi Kanununun 112. maddesinin 1. fıkrasındaki “ Adli kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir. " düzenlemesinin devamına şu şekilde bir cümle eklenmiştir;  “Hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de tutuklama kararı verebilir.”

 

3- Nihayet Ceza Muhakemesi Kanununun “İstinaf” başlıklı 272. Maddesinin 3. fıkrasına eklenen cümleyle; “hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerinin, üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlardan verilen beraat hükümlerinin, ,kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlerin tekerrüre esas olmayacağı düzenlemesi yapılmıştır.

 

D- KAÇAKÇILIKLA MÜCADELE KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

 

14.04.2020 tarihli kanun değişikliği ile Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda da önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu bağlamda eşyanın değerinin az olması hafifletici sebep sayılmış ve kanunun 3. Maddesine “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” hükmü eklenmiştir. Bununla birlikte yapılan bir önemli değişiklik de etkin pişmanlığa yöneliktir. Kanunun 5. Maddesine yapılan eklemeyle: 

 

İthali kanun gereği yasak olan eşyayı ülkeye sokan, bu özelliğini bilerek satın alan, satışa arz eden, satan, taşıyan veya saklayan kişiler hariç olmak üzere; kaçakçılık suçlarını işlemiş olan kişinin etkin pişmanlık göstererek suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine;  

  1. Soruşturma evresi sona erinceye kadar ödediği takdirde, hakkında bu Kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek cezada yarı oranında,  
  1. Kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödediği takdirde, hakkında bu Kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek cezada üçte bir oranında indirim yapılacağı” düzenlenmiştir.