Ülkemizde yakın zamanda meydana gelen deprem felaketi nedeniyle birçok vatandaşlarımızın oturdukdukları evler ya tamamen yıkıldı ya da oturulamaz hale geldi. Bu yazımızda vatandaşlarımızın deprem nedeniyle taşınmazlarına zarar gelmesi halinde  hukuki haklarından bahsedeceğiz.

DEPREM SİGORTASI YAPTIRDIYSANIZ HAKLARINIZ NELER?

Öncelikle evinize  ya da dükkanınıza deprem sigortası (DASK) yaptırdıysanız vakit kaybetmeden DASK'a başvuru yapmalısınız. Zorunlu Deprem Sigortası sahipleri, teminat kapsamındaki deprem ve deprem kaynaklı zararlarının tazmini için alınması gereken ilk aksiyonları ALO DASK 125’i, www.dask.gov.tr adresinde yer alan “ONLİNE HASAR İŞLEMLERİ” adımından ve Zorunlu Deprem Sigortası poliçesini düzenleyen Sigorta Şirketi ve/veya acentesinden alabilmektedir. Meydana gelen zararın tazmini için gerekli bilgi ve belgeler ise; hasar bildirimi (T.C. Kimlik veya poliçe numarası ile), güncel tapu bilgisi ve hasar yeri açık adresidir.

Zorunlu deprem Sigortası Poliçesi kapsamında meydana gelen rizikonun gerçekleşmesi halinde sigorta ettiren yada sigortalı aşağıdaki hususları yerine getirmekle yükümlüdür:

  • Rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç on beş işgünü içinde DASK ’a veya Kurum nam ve hesabına sözleşmeyi yapan sigorta şirketine bildirimde bulunmak,
  • DASK görevlilerinin veya yetkili kıldığı kimselerin, hasara uğrayan binalara makul amaçlarla ve uygun şekillerde girmesine ve zararı azaltmaya yönelik girişimlerde bulunmasına izin vermek,
  • DASK’ın isteği üzerine zarar miktarıyla delilleri saptamaya, rücu hakkının kullanılmasına yararlı ve sigorta ettiren için sağlanması mümkün gerekli bilgi ve belgeleri, gecikmeksizin DASK’a vermek,
  • Zararın tahmini miktarını belirtir yazılı bir bildirimi, makul ve uygun bir süre içinde DASK’a veya yetkili kıldığı kimselere vermek,
  • Sigortalı bina/yer üzerinde Zorunlu Deprem Sigortası dışında, deprem teminatı bulunan başkaca sigorta sözleşmeleri varsa bunları DASK’a bildirmek.
  • Sigortalı binalarda meydana gelen zararların nedeni, niteliği ve miktarı DASK’ın veya yetkili kıldığı kimselerin belirlemelerine göre taraflar arasında yapılacak anlaşmayla tespit edilmektedir.

    Sigorta tazminatının hesabında, tam veya kısmi hasar olmasına bakılmaksızın, rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte, benzer yapı özellikleri göz önünde bulundurularak, binanın piyasa rayiçlerine göre hesaplanan yeniden yapım maliyeti esas alınır.

    Ancak sigorta tazminatı, hiçbir durumda sigorta bedelinden fazla olamamaktadır. DASK hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren mümkün olan en kısa süre içerisinde gerekli incelemeleri tamamlayıp hasar ve tazminat miktarını tespit ederek sigortalıya bildirmek zorundadır.

    Tazminat miktarının yasa ve bu poliçe hükümlerine göre tespit edilmesinden sonra DASK, sigorta bedelini aşmamak kaydıyla kesinleşmiş olan tazminat miktarını en geç takip eden bir ay içerisinde hak sahibine ödemek zorundadır.

 Depremde evi yıkılan, hasar gören vatandaşın hakları neler? 

Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 29. Maddesi’nde, ‘Yıkılan, yanan veya ağır hasara uğrayan veya uğraması muhtemel olan binalarla imar planları gereğince kamulaştırılmasında zorunluluk bulunan yerlerdeki binalarda oturan ailelere hak sahibi olmak şartıyla konut yaptırılır veya kredi verilir’ şeklinde bir düzenleme yer almaktadır. ‘Hak sahibi’ sayılmanın şartları ise Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmelik’te detaylı açıklanmıştır. Örneğin, kiracı ve misafir konumunda olan kişiler hak sahibi sayılamazlar. (Md.15)

Aynı yönetmelik uyarınca afet sebebiyle, kendilerine ait bulunan konutları yıkılan, yanan veya oturamayacak derecede ağır hasar gören afetzede aileler “Hak sahibi” sayılır ve bu ailelere yeniden konut yapılır veya konut kredisi verilir (Md. 4/1-a). Hak sahipliği başvurusu, e-Devlet üzerinden yapılabilmektedir. E-Devlet uygulaması, AFAD’ın bina/inşaat kredisi sağlama hizmetine vatandaşları yönlendirmektedir. “Hak sahipliği” ya da hasar tespiti konusundaki itirazlara ilişkin olarakta idari yargı yoluna başvurulabilir.

DEPREMDE DEVLETİN SORUMLULUĞU VAR MI?

Deprem kuşağında yer alan bir bölgede yürütülen faaliyetlerde idarenin depreme karşı hazırlıklı olması gerekmektedir. İdare bu konuda gerekli çalışmaları, araştırmaları, kontrolleri, denetlemeleri yapmadığı takdirde mücbir sebep bahanesine dayanarak sorumluluktan kurtulamayacaktır. Bu ifadelerden idarenin, bir deprem bölgesinde depremden dolayı meydana gelecek her türlü zararı karşılayacağı manası çıkarılmamalıdır. ,İdare sahip olduğu imkanlar çerçevesinde sorumlu olduğu zararları karşılayacaktır. Ayrıca idarenin mevzuatın gereklerini yerine getirmiş olmak kaydıyla sorumluluktan kurtulması mümkündür. Mesela, deprem bölgelerinde binaların nasıl yapılacağı bir yönetmelikle belirlenmiştir. Bu yönetmeliğin uygulanmasından belediye ve mülki idare amirleri sorumludur. Kendi sorumluluk bölgelerinde yapılan binalarda, yönetmelikte öngörülen denetim ve kontrolleri eksiksiz yaptıkları takdirde anılan makamlar, olası depremlerde meydana gelebilecek zararlardan sorumlu olmayacaklardır. Bunun aksini düşünmek mümkün değildir. Zira idarenin görev, yetki ve sorumlulukları mevzuatta belirlenmiştir. İdare, ancak mevzuatta verilen görev ve yetkileri kullanabilir. İdarenin, mevzuatın gereklerini yerine getirmiş olduğu takdirde herhangi bir sorumluluğu söz konusu olmayacaktır.

Davaların Tâbi Olduğu Süreler : 

Davaların tabi olduğu süreler bakımından idareye karşı açılan davalar ile diğerleri arasında ayrım yapılır. İdare dışında kişilere karşı hukuk mahkemelerinde açılacak davalarda talep ve dava hakkının tabi olduğu zamanaşımı süresi; Yapıda meydana gelen zarar satıcının veya yüklenicinin ağır kusurundan (kast veya ağır ihmal) kaynaklanıyorsa yirmi (20) yıldır, ağır kusur yoksa taşınmaz yapılar için beş (5) yıl, taşınırlar için iki (2) yıldır. Dava sigorta sözleşmesine dayanıyorsa sigorta tazminatı alacağının muaccel olmasından itibaren iki yıl, herhâlde rizikonun gerçekleşmesinden itibaren altı (6) yıldır. Yapı Denetimi Hakkında Kanun’a dayanarak yapı yüklenicisine, yapı denetim firmasına, eser sahibi mimara, denetçi mimar veya mühendise, laboratuvar görevlilerine karşı açılan dava için yapının taşıyıcı sistemi için on beş (15) yıl, taşıyıcı olmayan diğer kısımları için iki (2) yıl olup bu süre yapı kullanma izninin alınmasından itibaren işler. Dava haksız fiile ilişkin Türk Borçlar Kanunu hükümlerine dayanıyorsa zararın ve sorumlunun öğrenilmesinden itibaren iki (2) yıl, her durumda “fiilin işlendiği tarihten başlayarak” on (10) yıldır. Zarar yapının kötü yapıldığı tarihte değil depremle birlikte doğduğu için amaca uygun yorumla on (10) yıllık sürenin deprem tarihinde işlemeye başlayacağı kabul edilir. Ayrıca tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Dolayısıyla haksız fiile dayanan tazminat davasının tâbi olduğu zamanaşımı süresi, olası kastla öldürme hâlinde yirmi (20) yıl, bilinçli taksirle öldürme hâlinde on beş (15) yıldan az olmaz.Görevli ve Yetkili Mahkeme Kiraya verene, satıcıya, yükleniciye, sigorta şirketine karşı sözleşmeye dayanarak açılan davaların davalıların yerleşim yeri veya depremin olduğu yerdeki hukuk mahkemelerinde açılması gerekir.